- Kitap hakkında ne düşünüyorsun?
Jamie: Filmin yapılacağını ilk öğrendiğimde, bunun bir parçası
olabileceğimi hiç düşünmemiştim. Ama bunun iyi bir fırsat olabileceğini
düşündüm, bu yüzden Londra’da başka bir filmin herhangi bir sahnesiyle
video kaydı yaptım ve yolladım. En sonunda kitabı bitirdiğimde, bu adamı oynayabilirim diye düşündüm.
- Dakota’nın Ana’nın karakterine kazandırdıkları hakkında ne düşünüyorsun?
Jamie: Bu filmi çekmeden önce onu (Dakota) tanımıyordum ama onu ilk
gördüğüm an anladım. Herkesin inanacağı gibi o, genç ve kırılgan biri.
Ama ayrıca çok güçlü ve bu da rolünü gerçeğe oldukça uygun bir şekilde
canlandırmasını sağlıyor. Aynı zamanda çok komik bu yüzden bu rol için
mükemmel biri. Kitaplarda/filmde çok fazla mizah var.
- Bu karakteri oynarken en büyük endişen neydi?
Jamie: Düşünüyorum da; gerçek şu ki film çekimleri başlamadan önce
hazırlanmam için sadece bir ayım vardı. Bu tarz büyük bir filmde başrolü
oynamak için yeterli bir süre değil.
- Bu bir aktör için büyük bir meydan okuma olmalı…
Jamie: Evet, çünkü o (Christian) çok farklı yönleri olan oldukça
karışık bir karakter. Ve aynı zamanda Christian’ın fit olmak için
yaptığı şeylerle kendine özgü fiziksel görünümünü de ilave etmek
zorundasınız.
- Christian Grey olacağını öğrendiğinde ne tepki verdin?
Jamie: Çok yorgun olduğumu hatırlıyorum. LA’dan eve yeni gelmiştim.
Eşim yukarıda uyuyordu ama ben uyanıktım çünkü beni gece arayacaklarını
biliyordum. Hangi saatte arayacaklarını bilmiyordum. Sonra, Sam beni
aradı ve haberler muhteşemdi.
- Sam Taylor Johnson hakkında ne söyleyebilirsin?
Jamie: O harika biri, eşime ve bana çok yakın bir arkadaş oldu.Onu
harika bir yönetmen yapan çok iyi bir özelliği var: yoğun sahneleri
çekerken rahat bir atmosfer yaratma yeteneği taşıyor.
- Böylesine ünlü bir kitabın sinemaya aktarılmasının yarattığı baskıyla nasıl baş ediyorsun?
Jamie: Kitapları okuyan milyonlarca insan olduğu için bir sürü farklı
düşünceyle çalıştığınızı hissediyorsunuz. Endişeli hissetmemek ve bu
hisleri sete taşımamak çok zor. Ama Sam’in size her şeyi unutturup ve
sizi ileriye, yapabileceğimizin en iyisini yapmaya konsantre eden bir
yeteneği var. Baskı hissetmedim desem yalan söylemiş olurum ama aynı
zamanda bunu özgürleştirici buldum.
- Özgürleştirici mi?
Jamie: Kitabı okuduğumuzda, karakterlerin nasıl olması gerektiği
hakkında kendi fikirlerimiz vardı.100 milyon insan bu kitapları okudu ve
her bir Christian Grey hayranını hoşnut etmek imkansız. Ben sadece
yapabileceğimin en iyisine odaklanmaya çalıştım.
- Onda (Christian'da) kendini görüyor musun?
Jamie: Canlandırdığınız her karakterde daima ortak bir şeyler bulmak
zorundasınız. Bazen karakterle benzer tecrübeleriniz vardır ya da
karaktere benzeyen birini tanıyorsunuzdur… Ama Christian Grey’de bu çok
zordu çünkü onun gibi birini tanımıyordum. Bununla birlikte ikimiz de
sevdiklerimizin kaybından dolayı acı çektik.
- Onu (Christian'ı) kötü adam olarak mı görüyorsun?
Jamie: Onu; liderlik etmek istediği hayat tarzı yüzünden topluma ayak
uydurmak için güç kullanan, toplumda yanlış anlaşılmış biri olarak
görüyorum.
- Kitaptaki en önemli karakterlerden biri de Marcia Gay Harden’in canlandırdığı, Christian’ın üvey annesi.
Jamie: Evet çünkü ona (Christian'a) gerçek sevgiyi gösteriyor.
Christian’ın çocukluğuyla kıyaslandığında, ona hayatı için sarsılmaz bir
dayanak sağlamış. Marcia olağanüstü bir aktris, onun hayranıyım. Onunla
çalışmak harikaydı. Çok normal biri ve bu işleri pek ciddiye almıyor
ama aynı zamanda sahne çekilmeye başlandığında nasıl hazır olacağını
biliyor.
- “Grey’in kardeşleri”ni canlandıran Luke Grimes ve Rita Ora hakkında ne söyleyebilirsin?
Jamie: Luke, rahat tavrı ve eğlenmeyi seven yapısıyla erkek kardeş
rolünde muhteşem. Rita da çok komik. Bence insanlar onları sevecek.
- Vancouver’da çekim yapmak nasıl bir deneyimdi?
Jamie: Benim buradaki 3. işim, yani hayatımın bir yılını Vancouver’da
geçirdim. Çok iyi bildiğim harika bir yer. Kesinlikle burada tekrar
çalışmak istiyorum çünkü yemekleri gerçekten güzel.
Çeviri: JamieDornanTR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder