6 Kasım 2014 Perşembe

Jamie Dornan Observer Dergisi'ne 'Grinin Elli Tonu' Hakkında Konuştu (Kasım 2014)

*Dergi resimleri ve taramalarına BURADAN ulaşabilirsiniz...

(...)100 milyonluk bir okur kitlesinin beklentilerini karşılamak göz korkutucu olmalı. Son yıllarda buna eş değer gösterebileceğimiz bir örnek Da Vinci'nin Şifresi filmiyle Tom Hanks var - ama o Tom Hanks; o bir kumarın altından kalkabilecek durumda. Dornan için ise bu proje onun ilk büyük bütçeli yapımı. Öyle ki bu rol için pek sevgili sakallarına bile kıydı.

"100 milyon okuru asla memnun edemeyeceğimi biliyorum," diyor. "Yarısı bile Christian Grey'i canlandırmamdan memnun kalırsa bu beni mutlu edecektir. Çünkü bana karşı başlatılan nefret kampanyaları olduğunu biliyorum."

Bu bir paranoya değil - internette kontrol ettim ve bütün eleştirmenler şimdiden bıçaklarını bilemeye başlamışlar. Kar leoparı griliğindeki gözlerini devirerek "Evet, kitaba karşı entellektüel kesimden gelen fazlasıyla züppece eleştiriler var. Ve bunların hepsi de okumaktan keyif aldığım basından geliyor. The Guardian evdeki bilgisayarımın anasayfasıdır ve geçen gün gayet masumca tarayıcımı açtığımda Grinin Elli Tonu'na karşı fena bir eleştiri ile karşılaştım ve 'Kahretsin, bu hiç iyi değil,' diye düşündüm." diyerek gülüyor. "Fakat ne yapabilirim ki? Bu tarz gazetelerin kitapta işlenen fikre karşı neden önyargılı olduklarını anlayabiliyorum."

Sadece bir "yetişkin pronosu"? Edebi bir değeri yok?

"Evet bunların hepsi ama Erika'nın [EL James] da hakkını yememeli, yazımı hakkında ne düşünürseniz düşünün 100 milyon okura ulaşmak önemlidir. Edebi eleştirmenler 100 milyon okurun çok da zeki olmadığını mı öne sürüyor yani?"

Aynen, en büyük gücü de bu.

Tekrar kahkaha atıyor.

"PEKİ. Sen kazandın."

Rolü almadan önce kitabı okumuş muydu?

Başını [hayır anlamında] sallıyor.

Eşi okumuş muydu?

"Hayır. Çünkü biz anasayfasında Guardian olan türde insanlarız. Bakın, film kitap demek değil. Bu bir uyarlama ve yönetmeni Sam Taylor-Johnson ise sanatçı olmasının yanı sıra ödüllü bir yönetmen. Filmografisine bir baksanıza. Çalıştığı film şirketlerine. Universal. Focus. Bütün söyleyebileceğim şey yargılamadan önce bekleyin ve görün."

Grinin Elli Tonu fenomeni hakkında konuşuyoruz, neden bir sürü kadın sadomazoşist fantezilere sahip? Araştırmasının bir parçası olarak Vancouver'da gittiği bir BDSM zindanında gördüğü "gayet normal ve sevimli bir kadının" şaplaklanmaktan hoşlandığından bahsediyor. "Bazı kadınların hayatının her gününde böylesine bir dehşeti yaşamasında bastırılmış bir yan olabilir," diyor omuz silkerek.

Filmin ne kadar görsel olduğunu sorduğumuzda duraklıyor, cevabını tartıyor. "Onları tiksindirmeden mümkün olduğunca çok fazla seyirciye ulaşmak istersiniz, gereksiz detaylarla dolu, çirkin ve fazla görsel bir şey sunmak değil."

Yani hiç seks yok mu? "Sam oldukça zeki bir kadın, tabii ki filmde cinsellik içeren elementler olacaktır fakat şu anki halini henüz görmedim, bir şey söylemek zor. En azından çektiğimiz şeyleri biliyorum ve o sahnelerin aksiyonsuz olduğunu söyleyemem."

Tamamen çıplak mıydı? "Kontratım da diyor ki seyirciler benim şeyimi, ım... görmeyecekler."

Aletini? Kahkaha atıyor. "Evet aletimi."

O zaman Ewan McGregor gibi değilsin. Çünkü kendisi kontratına mümkün olan her parçasının mutlaka görünmesi gerektiğini eklemiş. Tekrar kahkahalar başlıyor. "Cidden yapmış mı? O zaman belki de Ewan'ın daha iyi bir vücudu vardır."

Başka ciddi bir konuya geliyoruz, Dornan kendisini bir feminist olarak nitelendiriyor - peki filmin kadınlara karşı cinsel şiddeti artıracağından endişenlenmiyor mu? "Bence durum tarafların rızasıyla olduğunda tartışmalı bir konuya girer. Kitabın yarısı bir kontrat konusu üzerinde dönüyor. Rıza ve anlaşma sonucunda olacak bir kontrat. Hikayede bir tecavüz ya da cinsel zorlama söz konusu değil."

Ve hayır, rol arkadaşı Dakota Johnson'ı şaplakladığında bundan tahrik olmamış. "Aktörlerin seks sahnesi çekerken tahrik olduğunu düşünenler varsa yanılıyorlar. Çünkü etrafınızda bir sürü kıllı adam oluyor, kabloları tutuyorlar ya da ışığı ayarlıyorlar. Karşıda izleyen kişi olmadığınız sürece bu durum size seksi gelmiyor, ki ben de izleyen değildim."

Peki eşi bu durumdan rahatsız olmuyor mu? "Bunun bir iş olduğunun farkında." Çünkü eşi de bir zamanlar oyunculuk yapmış, ikili Hollywood'da ortak bir arkadaşları vasıtasıyla tanışmışlar. "Yine de evde, eşimle beraber birden fazla kez izleyebileceğimizi sanmıyorum."

Dakota Johnson ailesinin filmi izlemesini istemediğinden bahsetti. "Ben de Dakota'nın ailesinin izlemesini istemiyorum!" diyor.

Kendi babasının filme tepkisinin gayet iyi olacağını belirtiyor fakat "Daha çok arkadaşlarım konusunda endişeleniyorum. Onların fırçalarından. Çok samimi olduğumuz için art niyet olmadan birbirimizi çok kötü şekillerde eleştirebiliyoruz." 

(...)

Çeviri: JamieDornanTR
Röportajın tamamını BURADAN okuyabilirsiniz 
Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder