-Anastasia Steele senin için ne ifade ediyor?
Dakota: Bana göre Anastasia, kendine fazlasıyla değer veren ve saygı duyan biri, öyle ki onu hak edecek, duygusal ve fiziksel yönden etkileyecek doğru adamı bulamadığı için de kimseyle cinsel ilişkiye girmemiş. Sonunda Christian'la tanışması bu yüzden harika bir şey, çünkü [Anastasia'yı] bu açıdan etkileyen tek erkek o. İçindeki gücü ve saygınlığı öyle bir harmanlıyor ki bu onu güçlü, sıradışı ve ilham veren bir kadın haline dönüştürüyor.
-Anastasia'nın hangi yönünü canlandırmak daha zordu?
Dakota: Beni en çok etkileyen şey fiziksel ve duygusal yönden geçtiği süreçler oldu. Her kadının bekaretini kaybediş anı çok duygusal ve güzeldir, fakat aynı zamanda da korkutucudur çünkü hayatınız sonsuza dek değişir, artı karşınızdaki insanın da 'farklı zevkleri' varsa... bence bu her kadının kolay kolay üstesinden gelemeyeceği bir şeydir. Böyle bir rolü canlandırmak oldukça ilginç ve eğlenceliydi çünkü onun geçtiği duygusal bocalamaları gerçekten yansıtmaya çalıştım.
-Christian Grey gibi bir adamla tanışsaydın ne yapardın? Tuhaf zevklerine rağmen onunla çıkmaya devam eder miydin, yoksa arkana bakmadan kaçar mıydın?
Dakota: Eee... hayır... yani... evet... bilemiyorum... benim tarzım değil.
-Sence günümüzde kadınlar BDSM konusunda daha mı açık fikirli, yoksa bu tamamen seksüel bir fantezi mi?
Dakota: BDSM kültürü tahmin edilenden çok daha geniş, aynı zamanda oldukça ilginç de çünkü bazı insanlar bunun sadece bazı aktivitelerden ibaret olduğunu sanıyor ama oysaki gerçekte ardında psikolojik bir takım oyunların döndüğü bir hayat tarzı. Kokular, duyular, kumaş ve materyallerin bir harmanı. Bence [BDSM] kadınlara ilginç geliyor çünkü gençken seks hakkında yeni şeyler keşfettiğinizde bu sizi oldukça etkiler. BDSM aslında yeniliklerle ilgili bir şey ve pek çok insan bunun ne olduğunu tam olarak bilmiyor. Oldukça ilginç çünkü pek çok bağlamda siz bile böyle bir şeyin varlığından haberdar değilsinizdir.
-Sence BDSM karşı karşıya geldiğimiz yeni tabulardan biri mi?
Dakota: Evet, olabilir. Fakat pek çok insan BDSM'nin hakimiyet ve itaat etmek, kontrol etmek ya da kontrolü kaybetmek üzerine olduğunun farkında. Buna rağmen bazı kadınların bunu romantik bulduğuna inanıyorum, bir başka insanın isteklerine kendini bırakmak oldukça heyecan verici olabiliyor.
-Jamie diyor ki bu hikaye tamamen fantastik bir şey. Ona katılıyor musun?
Dakota: Bir açıdan evet. Yine de kapalı kapılar ardında insanların neler yaptığını bilemeyiz, belki de oralarda bir yerde BDSM'den zevk alan, Christian Grey gibi başarılı bir adam yaşıyordur. Aslında istatistiklere bakarsak itaatkarların çoğu cinsel anlamda hakimiyet kurmaktan hoşlanmayan iş adamlarından oluşuyor. Yani insanların kafasındaki itaatkar kadın, hakim erkek fikrinin tam tersi. Kitap bu kadar başarılı oldu çünkü bence Christian Grey çok büyüleyici biri. Tabii ki bu gerçek bir hikaye değil, karakterler de gerçek hayattan alıntı değil... çünkü kimse bu kadar mükemmel olamaz.
*Çeviri blogumuza aittir.
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder